Herkese merhaba,
Ne bitmek tükenmek bilmeyen bir süreç bu -Kovid-19- hepimizi yorgun düşürdü. Kimi bu krizi fırsata çevirebilmiş olsa da çoğunluk çeviremeyenlerle oldu. Ki, ben bu süreçte tersine dönen yaşam şartlarımla mutlu olmaya çalıştım nedense. Yazarlık için ne yaptın diye sorarsanız bolca kitap okuyup, puzzle yaptım. Puzzle yazarlığı geliştiren bir çeşit hafıza güçlendirici temrindir bu arada. Fakat bu süreci bir romana bir öykü kitabına, senaryoya ya da bir tiyatro metniyle yazarlık yapmak istemedim. Ufkumu hep güzel günlere çevirdim. Bir sanatçı umudunu kaybetmemeli değil mi ama? Kabul ediyorum çoğu zaman umudum kalmıyor. Sadece pandemi için değil, genel yaşam koşulları için. Herkes gibi değer görmek, tanınmak iyi bir yazar olmanın peşindeyim. Bu sebeple çok temkinli yaklaşıyorum bu yazma sürecine.
Yazarlık kursu alarak, bana katılmaya karar verdiğinde keyifli bir o kadar üretim odaklı bir süreçten geçiyor olacağız. Ben bu salgın hastalık sohbetinden çok sıkıldım. Gözlerimizi maviliklere daldıralım artık olmaz mı? Yaratıcılıkla göklere çıkalım. Kağıtlara dökelim içimizde ne varsa. Sokakta insanlar mutsuz yeterince. E olağan süreçte evden de pek çıkamıyoruz. Neden yazarak uzaklaşmayalım bu düşüncelerden? Mart 2019’ da atölyemizi kapatıp da eve geçtiğimizde, başta çok korktum. Online yazarlık kursu mu, gerçekten mi? Çok korkmuştum. Sonra şunu fark ettim, başından beri yapmam gerekeni yapmadığım için kendime kızdım. Şimdi ülkemizin birçok yerinden birbirimize ulaşıyoruz. Hatta bu süreç bittiğinde, kıymetli benden uzak yaşayan öğrencilerim atölyeme geleceğine dair söz verdiler. Kamera karşısında yaptığımız dersleri bir gün de karşılıklı yapabilmenin hayali oluştu hepimizde. İzmir’de yaptığım derslerin hepsi çok değerli. Çünkü yüz yüze birbirimizi hissederek, duygularımızı fark ederek yapıyor oluyorduk. Online yazarlık kursunda ise, başta bir yabancılık çeksek de, ısınmak uzun sürmüyor. Üretimin verdiği haz bizi güzelce bağlıyor birbirimize. Üstelik evdeyiz, kendi konfor alanımızdan sesleniyoruz birbirimize.
Maceraya çıkalım. İnsanların birbirini daha iyi anladığı, iyice dinlediği, anlaşılmak istediğimiz bir dünyanın hayalini kuralım. Sınırları kaldıralım. Kendimize koyduğumuz engelleri aşalım. Sanatla özgürleşelim. Yazarak çoğalalım. Yazarak coşalım. Güzel günler çok yakında. Bu kötü kara günler geride kaldığında kendiniz için ne yaptığınızı sorgulamayın. Diyebilin ki ben yazabilmeyi istiyordum, online yazarlık eğitimlerine katıldım ve yakında kitabım, oyunum vs… çıkacak. Ya da resim, ya da ahşap boyama, bilmiyorum her neyse istediğiniz gidip yapın. Zaman hareketsiz kaldığınızda geçmiyor. Zamanı güzel yaşayın. Ya da deneyin, olmuyorsa da olmasın en azından denemiş olun.
Ne demiş Samuel Becket: “Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.”
Sizi online yazarlık kursunda, şimdilik kamera karşısında bekliyorum. Sevgiyle kalın.
ESLİM YILDIRIM